1-Kendinizi tanıtır mısınız?

   Av. Murat Toprak, 1973 Şanlıurfa Doğumluyum. İlk ve Orta öğrenimimi Şanlıurfa, Yüksek öğrenimimi ise Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde tamamladım. 1995 yılında Şanlıurfa Barosunda 1 yıl süreli Avukatlık Stajı yaptım. 20 yıldır Şanlıurfa’da serbest avukat olarak çalışmaktayım.

 
2-Neden avukatlık mesleği seçtiniz?

   Avukatlık mesleği, hak savunma mesleğidir. Zaten yargılama faaliyeti içinde de bağımsız savunmayı temsil eden bir makamdır. Aynı zamanda avukatlık mesleği kamusal yönü olmakla birlikte, serbest bir meslek olması nedeniyle sivil bir meslektir. İnsanları savunmak aynı zamanda kutsal bir meslektir.  İşte bu onurlu mesleği yapmak üzere avukatlık mesleğini seçtim.

 
3- Uzun süredir Avukatlık mesleğini yapıyorsunuz. Şanlıurfa’da tanınan bir avukatsınız. Avukatlık mesleğini bize yorumlar mısınız. Gerçekten zor bir meslek mi? Avukatların ne gibi sıkıntıları var bize bahseder misiniz?

     Yaklaşık20 yıldır Şanlıurfa’da serbest avukatlık yapmaktayım. Avukatlık mesleği hem zor, ancak bir o kadar da zevkli bir meslektir. Hak mücadelesi yapmak, haklıyı savunmak meşakatli bir iştir. Yorucudur, fedakarlık gerektir. Hakkını savunduğunuz kişi, hakkına kavuştuğunda, inanın en az müvekkiliniz kadar bizde avukat olarak sevinmekteyiz. Meslek aynı zamanda hukuk biliminin dinamik yapısı gereği, çok enerjik bir meslektir. Hem zevk alırsınız, aynı zamanda iyi avukatlık yapan kişiye heyecan verir.
      Tabi tüm bunların yanında; yorucu, mesaisi olmayan, ciddi fedakarlık gerektiren, aynı zamanda yapılan işin önemi ve ciddiyeti nedeniyle riskli bir meslektir. Davada taraf değildiniz, tarafın hukuken vekilisiniz. Bazen davanın tarafları avukatı taraf gibi yanlış değerlendirebilmektedirler. Keza yapılan işin her bir aşamasındaki bir yanlışlığınız ciddi manada müvekkilinizi mağdur edebilir. Bu nedenle avukatın çok çalışması da gerekmektedir.

 
4- Karşılaştığınız entresan bir olayınız var mı ?
    
    Meslek hayatımda karşılaştığım enteresan olay, bir uyuşturucu davası ile ilgiliydi. Tutuklu olan kişi aynı zamanda Birecik ilçesinde işlenen bir cinayet suçunda hükümlü idi. Bu kişiye birileri uyuşturucu olarak esrar maddesi satmışlardı. Bu uyuşturucu madde yapılan polis aramasında kişi üzerinde yakalanması nedeniyle, cinayetten tutuklu olan ve müebbet hapis cezası alan bu kişi aynı zamanda Ağır Ceza Mahkemesinde uyuşturucu ticaretinden de yargılanmakta idi. Kişi nasıl olsa müebbet hapis cezası aldığından, uyuşturucudan da verilecek her cezaya peşinen razı olduğunu sürekli ifade ediyordu.  Mahkeme bu uyuşturucu ile ilgili olarak yaptığı kriminal incelemede, yakalanan maddenin esrar maddesi olmadığı, buna benzer yeşil renkli uyuşturucu özelliği olmayan bir bitki idi. Uyuşturucu kullanan, hatta ticaretini yapan bu kişi de dolandırılmış idi. Ortada suç olmadığından beraat kararı çıkınca, mahkemedeki herkes şaşkına dönmüştü.
   

5) Hakim ya da Cumhuriyet Savcısı olmayı hiç düşündünüz mü?

     Hayır, hiç düşünmedim. Hukuk Fakültesini bitirdikten sonra, 1 yıllık avukatlık stajından sonra ara vermeden avukatlık yapmaya başladım. 20 yıldır aralıksız avukatlık yapmaktayım. Hakim ve Savcılık sınavına hiç girmedim. Hakim ve Savcılık mesleği de adalet ve hukuk anlamında son derece önemli mesleklerdir.  Ancak ben hukuk ve adalet teşkilatının kısmen sivil yanı olan, hak arama özgürlüğünün yegane temsilcisi olan avukatlık mesleğini tercih ettim.


 
6) Geriye dönersek tekrar Avukat olmak ister miydiniz ?

   Evet, geriye dönersek yeniden avukat olmak isterim. Avukatlık mesleğini sevmek gerekir, savunmaya kutsal anlamda değer vermek gerekir. Bu mesleği seviyorsanız, hatta benim gibi hukuk ve adalet anlamında bu mesleği zaruri görüyorsanız, yeniden meslek seçerseniz avukatlığı seçersiniz.


 
7- Şu anki Hukuk Fakültelerinin geleceğini nasıl yorumluyorsunuz. Sizce bu fakülteler çoğalmalımıdır?

     Şu anda Hukuk Fakültelerinin sayısı oldukça fazladır. Devlet Üniversiteleri, Vakıf Üniversiteleri hatta yurt dışındaki Hukuk Fakültelerini düşündüğümüzde, yaklaşık 200 civarında hukuk fakültesinin hakim, savcı ve avukat adaylarını yetiştirdiğini düşünmekteyiz. Bu kadar fazla sayıda hukuk fakültesi ciddi sıkıntılar beraberinde meydana getirmektedir. Eğitim kalitesi düşmekte, hukuk formasyonunda ciddi bir düşüş söz konusudur. Sayının çoğalmasından çok kalitenin artırılmasının faydalı olacağı kanaatindeyim. Bu kapsamında YÖK’ün, öğrencilerin Üniversite sınavında ilk 150.000 kişiye girmeyen kişilerin Hukuk Fakültesini tercih edememesinin isabetli bir karar olduğunu düşünmekteyim.



 
8)  Hukuk fakültesinde okuyan öğrencilere meslekle ilgili ne gibi tavsiyelerde bulunabilirsiniz?

      Hukuk Fakültesinde okuyan öğrencilerin, öncelikle hukuk eğitimlerini kendi gayretleri ile de olsa oldukça kaliteli yapmaya çalışmalıdırlar. Hukuk alanında ve sosyal bilimlerin tüm alanlarında bol bol kitap okumalıdırlar. Yabancı dil mutlaka öğrenmelidirler. Hukuk formasyonunu iyi almadırlar.


 
9- Yeni mezun bir kişi, avukatlık yapmak istediğinde mezun olduğu okul ne derecede önemlidir?

     Yukarıda izah ettiğimiz üzere, avukatlık yapmak isteyen kişinin mezun olduğu okul, aldığı eğitimin kalitesi, formasyon, hukuk ve adalet alt yapısına hakim olma anlamında son derece önemlidir. Düşünsenize bazı özel okullarda, hukukun temel ana bilim dallarında dahi hukuk profesör ve doçent bulunmamaktadır. Birer yrd doçent ile bölümler idare edilmekte,  öğrenciler donanımsız mezun olmaktadır. Bizim okuduğumuz yıllarda Ankara Hukuk Fakültesinde tüm derslere profesörler girerdi. Ancak şu anda bu kadar Hukuk Fakültesine yetecek kadar akademisyen olmadığında, mezun olunan okul, stajdan sonra yapılacak avukatlık meslek yaşantısında son derece önemlidir.


 
10- Avukat sayısı bahsedildiği gibi ihtiyacın üzerinde mi, yeni mezun bir avukatın başarı şansı nedir?

     Avukat sayısının hızla artması da tabi ki ciddi bir mesele olup, mesleğin sürekli irtifa kaybetmesine sebep olmaktadır. Avukatın sayısının artması, buna paralele olarak hakim ve savcı sayısının hatta noter sayısının artmaması, avukatlık mesleğinde ciddi bir sayısal birikmeye neden olmaktadır. İş hacmi de sürekli aynı paralellikte artmadığında,yeni mezun olan meslektaşlarımızın sıkıntı yaşamasını kaçınılmaz hale getirmektedir. Tüm olumsuzluklara rağmen iyi çalışan avukatın başarı şansı her zaman yüksektir.


 
11- Avukat-adliye ilişkisinden biraz bahsedebilir misiniz?

     Tüm ilişkilerde olduğu gibi avukat-adliye ilişkilerinde de ciddi anlamda bir zayıflama söz konusudur. Bunun sebeplerinin başında yargının kurucu unsur olan avukatlara, yargının diğer unsurları olan savcılık ve yargıçlık makamlarının bakış açısı ve yaklaşımı gelmektedir. Bu yaklaşım gerçekten hakimlik ve savcılık mesleği ile avukatlık mesleği arasında son yıllarda ciddi bir uzaklaşma ve yabancılaşma görmekteyiz. Önceki yıllarda hakim ve savcılar, avukatları meslektaş olarak görüp, daha sıcak mesleki ilişkiler söz konusu iken şu anda daha resmi ilişkiler, mesafeli ilişkiler söz konusudur.  Hakim ve savcı dışında, adliye personelinin de, özellikle sayının hızla çoğalması nedeniyle avukatlar ile ilişkilerin zayıflamasını beraberinde getirmektedir.


 
12-Avukatlık mesleğinin avantajları ve dezavantajları size göre nelerdir?

   Bu sorunuz aslında avukatlık mesleğine bakış açısı ile ilgilidir. Örneğin mesleğin serbest  meslek olması bir avantajdır. Fakat sürekli ve sabit bir gelirinin olmaması bir dezavantajdır. Keza iyi çalışan bir avukatın kısa sürede meslekte kat edeceği mesafe bir avantaj iken, bu meslekte bir mesai kavramının olmaması hatta tatilde dahi telefon üzerinden müvekkilinize hizmet zorunda olmanız bir dezavantajdır.



 
13- Sizce Türkiye’yi yeni bir Anayasa gerekli mi. Bunun için nasıl bir yuvarlak masa oluşturulmalı?

      Şu anda 1982 Anayasası yürürlüktedir. Bu anayasanın bir çok maddesi değiştirilmesine rağmen, bu anayasanın bir darbe ürünü olduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle Türkiye’nin demokratikleşmesi, standartlarının yükselmesi anlamın da kesinlikle yeni bir anayasa yapılmalıdır. Yeni anayasa yapılır iken mutlaka Türkiye’nin tüm dinamikleri, bu sürece dâhil olmalıdır. Anayasa, tüm toplumun ürünü, aynası olmalıdır.


 
14- Türkiye’de yargının bağımsız karar verdiğine inanıyor musunuz Neden?

     Yargı bağımsızlığının ciddi manada yara aldığını ifade etmeyen kimse kalmamıştır. Yargının bağımsızlığı hukuk fakültesinde bizlere anlatılır iken, karar veren yargı mekanizmasının, yürütmeden bağımsız olması sürekli vurgulanmakta idi. Yürütmeden bağımsız olmayan, yürütmenin telkini, yönlendirmesi, talimatı ve baskısı altında olan bir yargının bağımsızlığından, bağımsız karar vermesinden bahsedilemez.


 
15- Sizce Türkiye’de ahlak müessesi çöktü mü?

      Bütün bilimlerin temelinde ahlakın olduğuna inanan biriyim. Ahlakın, hukukun da, dinlerinde, felsefenin de temeli olduğunu düşünmekteyim. Ahlak müessesi çöken bir toplumda, diğer sosyal kurumlarının zarar görmemesi mümkün değildir. Düşünsenize 20 yıl önce tefecilik yapan kişilerin toplumda saygınlığı zerre kadar yok iken, şu anda toplumda mutlak değer para olmaya başladığından dolayı, parası olan tefeci dahi olsa önemsenmektedir. Bu durum bariz anlamda bir ahlaki dejenerasyon örneğidir.


 
16- Sizde olayı takip ediyorsunuz. Kayseri’de bir lise öğrencisi canına kıydı. Toplumumuzda taciz, cinsel istismar ve şiddet neden arttı yorumlar mısınız?

Bunun en önemli nedeni ahlaki çöküntüdür. Ahlaki çöküntünün beraberinde bu tarz sosyal sorunları da beraberinde getirmektedir. Eğitimin kalitesinin düşmesi, hatta eğitimin içinin boşaltılması da bu sonucu doğurmaktadır. Düşünsenize inançlı geçinen kişi ahlaki davranmamakta, halbuki nasıl oluyor bu izah ettiğimiz üzere tüm dinlerin, inançların temelinde ahlak felsefesi yatmaktadır. Eğitim ve ahlaki çöküntü, beraberinde istismar ve şiddet olaylarını getirmektedir. Toplumda ve devlet mekanizmasında buna yeterince alaka göstermeyince, olayın mağdurları maalesef bu travmayı atlatamadıklarında bu şekilde üzücü hadiseler meydana gelmektedir. Bu travmalara maruz kalan mağdurlara toplum olarak, birey olarak ve devlet kurumlarının destek olması gerekmektedir.


 
17- Sorularımızı içtenlikle yanıtladığınız için teşekkür ediyoruz. Eklemek istediğiniz noktalar varsa alabiliriz.

    Ben teşekkür ederim. Bu şekilde duyarlı ve sorumlu gazetecilik yaklaşımınız nedeniyle de sizi kutlarım.